7.4.10

izmarit

yerde duran izmariti hızla alıp temizlensin diye üfledikten sonra ağzına götürdü.yağmurdan ıslanmıştı ama idare ederdi.
bu yarım sigarayı bulduğu için mutluydu şimdi.bir de ateş buldu muydu ondan mutlusu ancak masallardaki prensler, prensesler bunlar gibi daha bir çok mutlu duvarlar içine hapsolmuş sahte acıları ile yıllar yılı anlatılıp durmuş insancıklar olabilirdi.
ateş istemek üzere yanlarına usulca sokulduğu dışlarına önem verdikleri kadar içlerine önem vermeyen, pis kokularını sahte kokularla bastırmaya çalışan, pahalı kıyafetler altında ucuz bedenlerini örtmeye çalışan bu gerçek dünyanın insanları aptalca hareketler yaparak ondan kurtulmaya çalıştılar.
küçük tiryakimiz ise tüm saflığı ile yalvarır gibi ateş istedi onlardan.yalnızca ateş...dünyanın ne kadar kirli olduğundan haberi yoktu sadece kendi üstüne başına bakıp asıl kirlinin kendisi olduğunu sanıyordu.
aslında az isyan etmemişti talihine, az çınlatmamıştı tanrının kulaklarını ama nafile.tanrısı bile bu küçük tiryakiyi yapayalnız bırakmış, ona sırtını dönmüştü.
vazgeçecekti artık!ona bir ateş vermekten bile çekinen bu dünyada hala ne demeye vardı sanki.
ağzındaki yarım sigarayı tükürdü talihine tükürür gibi.15yıldır ilk defa yüzü bu kadar gerginleşmişti, adımları bu kadar sağlam ve emindi.yanlarına yaklaşmaktan korktuğu dışları güzel içleri çirkin insanları yararcasına geçti.adımları hızlandı...hızlandı...ve artık koşuyordu, göz yaşlarını yağmur damlaları gibi ardında savurarak, nereye gideceğini bilmeden.
karanın bitimine denizin başlangıcına ulaşmak üzereydi.durmak istemiyor, koşmak ve en nihayetinde denize kavuşmak istiyordu.
ve istediğini yaptı da...denize kavuşmuştu.15senelik hayatında, denizle burun buruna yaşamasına rağmen ilk defa denize kavuştu.bir iki çırpındı, belki bir kaç can hali çığlığı duyuldu ama pis kokularını suni kokularla örtmeye çalışan insanlar o tarafa başlarını bile çevirmedi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder