24.7.10

bi çay

Sanırım yola koyulmak için iyi bir zamandı.güneş yeni yeni ışıklarını yetiştiriyordu ama hala kendini göstermiş değildi.duvarın öteki tarafında sadece birkaç araba arkalarında gri yığınlar bırakarak yolu yalnız bırakmamaya çalışıyorlardı.
Tekrar çekyattan bozma yatağına oturdu.yastığının altından paketini çıkarıp bir sigara yaktı.zoraki aldığı bir iki nefesten sonra yerdeki bardan çarpma kültablasına sertçe bastırdı.hıncını izmaritten çıkaramayacağını biliyordu.bir an önce yola çıkmalıydı.uzun uzun yürüyüp nefretini güçsüz ayaklarından çıkarmalıydı.
Kafasındaki sorularla beraber evden çıktı.apartman boşluğunda ayaklarından çıkan sesten rahatsız olup bir balet edasında parmak uçlarına basa basa yürüdü.
Apartmandan çıkınca önce bir duraksayıp ne yöne gideceğini düşündü.kafasındaki sorular yetmezmiş gibi bir de ne tarafa gideceğini düşündüğü için önce kendine kızdı sonra yüzünü ablak bir gülümseme kapladı.ne kadar aptalım ben diyen bir gülümseme.
Eve dönüp uyumayı düşündü ama uyuyamayacağını biliyordu.yine dört duvar arasında kalma düşüncesiyle ürpererek yavaşça caddeden aşağıya doğru yürümeye başladı.ayağından çıkan sesler yine sinirini bozdu.neden bu kadar sessizdi ki şehir?bir hareket aradı, etrafına ne kadar bakındıysa da bulamadı.artık ne gri dumanlar ne de külüstür arabalar vardı.koca caddede bir o vardı.
Biraz ileride gördüğü sabahçı kahvesine doğru yürümeye başladı.içerde iki-üç evsizden başka bir de kahveci vardı.boş bir masaya oturdu.
-bi çay abi.
Titrek korkak sesi kahve duvarlarına çarpa çarpa kahveciye ulaştı.kahveci yüzüne bile bakmadı.kahramanımıza çayı verip iskambil kağıtlarını saymaya devam etti.
İstenilmediğini düşünen kahramanımız masaya bozuk bir tele bırakıp kahveyi terk etti.kahveci ve içerideki adamların tepkisizliği eşliğinde.
belediye otobüsleri geçmeye başlamıştı artık.durağa yöneldi.boş durakta beklemeye başladı.ne yapacağını bilmiyordu.nereye gideceğini.öylece bekledi.otobüsler geldi gitti.
Birden geriye dönüp biraz ötedeki büfeye yöneldi.bir sigara aldı.durağa geri döndü.beklemeye kaldığı yerden devam etti.
Sonunda basmane yazan otobüse bindi.bomboş otobüsün en son koltuğuna bıraktı kendini.
Basmaneye yaklaşınca aniden kalktı ve düğmeye bastı.tıslayarak duran otobüsten,sertçe açılan kapı sayesinde inebildi.
Tren garına girdi.gişelerden yalnızca biri açıktı.oraya yöneldi.
-ankara’ya en yakın ne zaman tren var?
-bi saat sonra.
-bi kişilik bilet alabilir miyim?
Biletini alıp boş bir banka oturdu.boş bank bulmakta zorlandı.bütün banklarda insanlar uyuyorlardı.bol ışıklı bir bölgede nihayet bank boş bir bank buldu ve oturdu.oturduğu banktan insanları izlemeye başladı.horultular arkada fon müziğiydi.
Bir saat bir yıl sonra geçmiş tren gara yanaşmıştı.yavaşça kalktı ve koltuğunu bulup oturdu.
Dakikalar saat gibi, saatler gün gibi geçip gitti.ankara’ya ulaştığında akşam olmuştu.insan kalabalığını yarıp dolmuşların olduğu yere ulaştı.kızılay dolmuşuna kendini bindirdi.
Kızılay’a ulaşınca Sakarya caddesindeki bir biraneye oturup gelen garsona sorma fırsatı bile vermeden
-bi 50’lik.
Cebinden sigarasını çıkardı.çakmağını heyecanla aradıktan sonra arka cebinde buldu.birası da gelmişti.hızlı hızlı içti.sanki bir yerlere gecikmiş gibi.bir bira daha bir bira daha.
Artık daha hoş hissediyordu kendini.yavaşça kalktı, hesabı ödedive karanfil sokağa doğru yürüdü.oradan Tunalı yolunu tuttu.bir hızlı bir yavaş yolu bitirdi.
Bir apartmanın girişinde durdu.kapıya doğru yönbeldi.kapının yanındaki zillerin üzerinde bir aşağı bir yukarı parmağını gezdirdi.sonra 7. zile bastı.
Bekledi.kapı açılmadı.telefona baktı.tuşların üzerinde elini gezdirdi bu kez.bir şey yapmadan belki de yapamadan yerine koydu.
Apartman girişindeki tek basamağa kendini bırakıverdi.saat epey geç olmuş sokaklar yine boşalmaya başlamıştı.paketinden bir sigara aldı.çakmağı bu defa paketin içinde buldu ve sigarasını derin bir nefes alarak yaktı.sonra bir yenisini sonra bir yenisini.
Saat epey ilerlemiş güneş ışıklarını sıçratmaya başlamıştı.apartmandan insanların çıkma saati gelmişti.saatlerdir oturduğu yerden kalkıp karşıdaki kaldırıma oturdu.
Birkaç saat içinde insanlar apartmanı terk etmeye başladı.kalkıp civarda oturacak kahve aradı.yolda yürürken karşılaştığı simitçiden bi simit aldı.simit sıcaktı.
Biraz bakındıktan sonra kahveyi buldu.içeri girdi.kahvede çaycıdan başka kimse yoktu.boş masalardan birine oturdu.
-bi çay abi.
-geliyor hemen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder